22 Ekim 2018 Pazartesi

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ (TKY)


TKY; Bir yönetim felsefesidir.



 Kalite ; müşterinizin talep ettiğidir.

Ø  Kalite, belirli bir mal ile hizmetin tüketicinin isteklerine uygunluk derecesidir.
Ø  Kalite, sadece ürün ve hizmette değil, aynı zamanda kişilerin nasıl çalıştıkları, makinelerin nasıl işletildikleri ve sistemin nasıl yürütüldüğü ile ilgilidir.

TKY’NİN AMACI

ü  Çalışanların müşteri memnuniyetini sağlarken Toplam Kalite Yönetiminde bilgi sunmak ve farkındalık oluşturmaktır.
ü  Sürdürülebilir kazancını sağlamaktır.
ü   Müşteri beklentilerinin aşılmasını hedefler.
ü  Takım çalışmasını destekler.
ü  Tüm süreçler gözden geçirilip iyileştirilir.


TKY SÜRECİ

v   1960 Üretim Üstünlüğü
v  1970 Maliyet Üstünlüğü
v  1980 Kalite Üstünlüğü
v  1990 Hız Üstünlüğü
v  2000 Fark Üstünlüğü
v  2010 Küresel ve Global Üstünlüğü
v  2020 Teknoloji Üstünlüğü


TKY’NİN ÖĞELERİ

q Eğitim
q Tam Katılım
q Ekip Çalışması
q Müşteri Odaklılık 
q Önce İnsan Anlayışı
q Üst Yönetim ve Liderlik
q  Sürekli İyileştirme-KAIZEN


TKY - Benimsenmesi Gereken  10 Temel  Yönetim Görevi :

1.Kalite, iyileştirmenin bir sistem olarak kabuludür.
2.Sistemin  tüm çalışanlara benimsetilmesi,
3. Sistemin analiz edilmesi,
4. Sistemi iyileştirmek için astlarla çalışılması,
5.Sistemin kalitesinin ölçülebilmesi için uygun göstergeler  türetilmesi,
6. Sistemin kalitesinin sürekli iyileştirilmesi,
7. Müşteri memnuniyetinin ölçülmesi,
8. Kazançların sürekliliğini sağlayacak adımların atılması,
9. İyileştirme çalışmalarının sistemin bütününe yayılması,
10. Deneyimlerin başkaları ile paylaşılması.



KAYNAKÇA:
ü  Temel İşletmecilik Bilgisi (Akademisyen Kitapevi-2018) – H.Özgen-A.Yalçın (Sayfa237,239)
ü  İşletme Yöneticiliği (Beta-16.Baskı) – Tamer Koçel


Douglas Mc Gregor'ın X ve Y Teorisi


Motivasyon konusu, son elli yıldır, yönetim dergilerinde tartışılıyor. Douglas Mc Gregor, The Human Side of Enterprise dergisinde, bu iki teoriyi "X Teorisi" ve "Y Teorisi" olarak adlandırmıştır.




Teori X aşağıdaki varsayımlar üzerine kurulmuştur:


1. Ortalama her insan işi sevmez ve ondan kaçmak için yollar arar.

2. Bu iş sevmezlikten dolayı çoğu insan zorlanmalı, yönetilmeli ve cezayla tehdit edilmelidir.

3. Ortalama insanın hırsı yoktur ve yönetilmeyi tercih eder. Sorumluluktan kaçarlar ve en yüksek değerleri güvenliktir. Bu insanları iyi yönetebilmek için ceza gereklidir. Yine de patron arkasını döndüğünde çalışmayı bırakacaklardır.



Teori Y ise aşağıdaki varsayımlar üzerine kurulmuştur:


1. Fiziksel ya da zihinsel çalışma, oyun ya da dinlenmek gibi doğaldır.

2. Dış kontrol ya da ceza tehditleri, insanları motive etmenin tek yolu değildir. Çoğu insan hem fikir hedefe ulaşmak için kendilerini yönetir ve kontrol eder.

3. Her ortalama kişi, doğru şartlar altında, sorumluluk istemeyi ve/veya kabul etmeyi öğrenir.

4. İnsanların büyük çoğunluğu, kurumsal problem çözme konusunda, hayal etmek, ustalık ve yaratıcılık için yeterli kaynaklara sahiptir.

5. Modern iş dünyasında, ortalama bir insanın entelektüel yeteneklerinin çok azı harekete geçirilebilmektedir. Bu kişileri doğru yönetebilmek, doğru "havuçları" bulmakla olabilir. 




X ve Y Teorisinin Kıyaslanması:


* X ve Y Teorilerinin özünde, bir organizasyondaki insan ilişkilerinin önemi bulunmaktadır.

* X Teorisi; Klasik Yönetim anlayışını temsil eder. Otoriter yapıdadır ve çalışanlara güvenmek yerine onları denetlemeyi öngörür.

* Y Teorisi; Neo-Klasik Yönetim anlayışını temsil eder. Daha katılımcı ve çalışanlara önem atfeden bir yapıdadır.

* İletişime, motivasyon ve ödüllendirmeye, yetki ve sorumluluk devrine önem veren Y Teorisi Yaklaşımının benimsenmesi organizasyon performansının arttırılmasında etkinliği sağlamaktadır.





KAYNAKÇA:http://ceolifeceo.blogspot.com/2016/01/x-ve-y-teorisi-douglas-mcgregor.

15 Ekim 2018 Pazartesi

Yorganını Ayakkabına Göre Uzat !






6 Maddede  Ayakkabı Sektörü & Konkordato İlişkisi


1-Türkiye’nin genel hastalığı olan sağlıksız, özsermayesiz, hızlı büyüme en önemli neden. 

2-Perakende sektörünün hızlı gelişimi, sayısı hızla artan AVM’lerde varolma mücadelesi.

3-Sektörün küçük aile işletmelerinden oluştuğu ve geleneksel üretim modelin aşılamaması

4- Ürün maliyetlerinin artması, ağırlaşan genel giderler, bazı AVM’lerde dövizli kiralar, 

5-Sektörde vadeler kısaldı. Vadeli satıştan uzaklaşılıyor. Banka kredilerinde ekonomik sıkıntılar nedeniyle frene basıldı. Yüksek faizlerin uzun vadeli yatırımlara imkân vermemesi,

6-Krediye dayalı büyümeye hammaddenin ağırlıklı olarak dışa bağımlı olması ardından da dövizin son aylarda ölçüsüz bir şekilde artışı da bugün gelinen yaprak dökümüyle sonuçlanıyor.





















KAYNAKÇA: 
  • http://www.hukukihaber.net/ekonomi/ayakkabi-devleri-neden-konkordato-ilan-etti-h252130.html
  • https://t24.com.tr/haber/ayakkabi-sirketleri-neden-konkordato-ilan-ediyor,706785
  • https://www.doviz.com/makale/konkordato-nedir-iflas-nasil-ertelenir/66




27 Mayıs 2018 Pazar

What is the strategy of pillar messages?


To keep your marketing strategy as effective as possible, you need to evolve it to complement industry developments. You can’t simply pack long-tailed keywords into your blog posts and landing page copy to have them perform better in Google’s SERPs.
As search engines try to adapt their algorithms to better understand the browsing behaviors of internet users, it becomes more complicated to ensure your strategy is achieving the necessary standards.
Pillar posts are an important element of your SEO strategy. But what are they? Why should you care and how do they fit into your marketing efforts?
Pillar posts or pillar content are essentially blog posts that cover one key topic and help to solidify your authority, and therefore also the reliability of the blogs you produce. Pillar posts focus on solving a legitimate problem that your consumers have. It needs to be well-thought-out and researched content that boosts engagement and will be repeatedly used by visitors.
These pillar posts are the foundation for topic clusters for the rest of your blog content and should cover all the aspects of a topic on a single page. Your cluster articles will then address these separate topics in more detail that will link back to the original pillar post.
For example, you might write a pillar page on marketing for businesses, which you would then link to cluster blogs on email marketing, design trends, consumer engagement, etc. In short, your pillar page should answer questions about a specific topic but leave visitors wanting more, leading them to the cluster pages.

Creating a pillar page

The best way to start your pillar pages is to look at the topics where your brand wants to rank highly. Next, you’ll want to identify any challenges or obstacles that consumers may face when approaching that topic. You can then identify pillar pages to address these areas and then create more specific blog titles to go into further detail and guide your website traffic through your site.
Pillar pages should answer any question or query a searcher might have about a topic – which will make them want to click on your pillar page when they enter a Google search term that your page ranks for. Then, they’ll click into your pillar page to get the answers to their questions, which will link out to more specific pieces of cluster content hyperlinked on the pillar page.
REFERENCES:  IFP (Insights For Professionals)  18.04.2018

Global Şirketler ve Kadrolama Stratejileri

Geçen süre zarfında, Stratejik İK’nın global piyasalardaki öneminin her geçen gün daha da arttığı görülüyor. Bunun yanında, global piyasaların öncü oyuncularından olan global şirketlerin Stratejik İK’nın fonksiyonları arasından kadrolamaya odaklanmış olmaları dikkat çekiyor. Doğru ve etkin kadrolama stratejileri belirleyen ve bu stratejileri başarıyla uygulayan global şirketler emsallerine kıyasla fark yaratıyorlar. Acaba global şirketler kadrolama stratejilerini belirlerken bilimsel yöntemler kullanıyorlar mı? Global şirketlerdeki kadrolama çalışmalarına esas teşkil edecek ideal bir stratejik karar verme modeli olabilir mi?
Uzun zamandır gerek iş dünyasının gerekse akademik camianın ilgisini çekebileceğini düşündüğüm bu gibi sorulara cevap arayan çalışmalar yapıyorum. Türkçe literatürde hemen hemen hiç ele alınmamış bu konuyu, Global Şirketlerde Kadrolama Stratejileri isimli yeni kitabımda enine boyuna inceleme fırsatı buldum. Böylelikle hem yazıma katkı sağlamaya hem de reel sektöre faydalı olabilecek bir kaynak ortaya koymaya çalıştım. Her ne kadar ülkemizde kaynak kitapların (maalesef) çok fazla rağbet görmediğini biliyor olsam da araştırmalarım esnasında şirketlerin üst düzey yöneticileri ile yaptığım görüşmelerden elde ettiğim motivasyon, beni bu kitabı kaleme alma konusunda cesaretlendirdi.
Bu kitap ile çok disiplinli yaklaşımı esas alarak, Uluslararası İşletmecilikUluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi ve Yöneylem Araştırması alanlarını bir araya getirmiş oldum. Ayrıca, son yıllarda yurt dışındaki şirketlerde ve yabancı literatürde hayli revaçta olan Expat YönetimiGlobal Yetenek YönetimiKültürlerarası YönetimGlobal Mobilite ve Global Kadrolama gibi alanlara değinmeye özellikle gayret gösterdim.
Jim Collins’in “En değerli varlığınız işgörenleriniz değil, doğru işgörenlerinizdir.”sözü aslında konuyu özetliyor. İşletmelerde; İK planlaması, aday temini ve işgören seçimi aşamalarından oluşan kadrolama, kanımca en hassas İK faaliyetlerinden biri. İşe alınacak “doğru” işgören için planlama yapmak, onu temin etmek ve seçmek için önceden belirlenecek kadrolama stratejileri de işletmeler için hayati önemi haiz.
Şirketler çokuluslulaştıkça veya globalleştikçe kadrolama stratejilerini belirlemek ve uygulamak doğal olarak güçleşiyor. Bu noktada, bilimsel temellere dayanan, esnek ve dinamik kadrolama modellerinin kullanılıyor olması şirketlere önemli avantajlar sağlıyor. Peter Drucker’ın “Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz.” sözü burada devreye giriyor. Kadrolama modeline girdi sağlayacak verilerin, çeşitli yöntemler (Örneğin İK analitiği) kullanılarak önceden biliniyor olması (veya en azından tahmin ediliyor olması) ve modelin sağlıklı bir şekilde işletiliyor olması gerekir. Modelin çıktılarının etkinlikle analiz edilmesi ve işletme stratejileri ile uyumlu olacak şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Bu tarz modeller, kariyer ve yedekleme planlaması çalışmalarında da şirketlere büyük kolaylıklar sağlayacaktır.
 Plansız bir hedef sadece bir arzudur.” (Antoine de Saint-Exupery)
KAYNAKÇA: HBR TURKİYE  04.05.2018

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Strategic Plan Template



A strategic plan is a roadmap to grow your business.

Section 1: Executive Summary
The Executive Summary is important since it will help other key constituents, such as employees, advisors, and investors, quickly understand and support your plan.

Section 2: Elevator Pitch
An elevator pitch is a brief description of your business. Your elevator pitch is included in your strategic plan since it’s key to your business’ success, and often times should be updated annually.

Section 3: Company Mission Statement
 Your company mission statement explains what your business is trying to achieve.  You see, for internal decision-making, your mission statement guides employees to make the right decisions; decisions that are in line with helping the company achieve its mission.

Section 4: SWOT
 The reason to include a SWOT analysis (analysis of your Strengths, Weaknesses, Opportunities and Threats) in your Strategic Plan is to help you determine the best opportunities to pursue to achieve your growth goals.

Section 5: Goals
 Setting and achieving goals is the hallmark of successful companies and is a critical element of your strategic plan.

They key is to first identify your 5 year or long-term goals. Next, identify your one-year goals; that is, what you must achieve in the next year for it to be successful and to put your company on the right trajectory to achieving your 5 year goals.

Section 6: Key Performance Indicators (KPIs)
 Great businesses understand their metrics and KPIs. By tracking your KPIs, you know exactly how your business is performing and can adjust as needed.

Yapay Zeka Stratejiyi Nasıl Değiştirecek : Bir Düşünce Deneyi





Yapay Zeka stratejiyi nasıl değiştirecek? Bu, kurumsal yöneticiler tarafından bize çok sık sorulan ve cevaplanması çok da kolay olmayan bir soru. Yapay Zeka, temel olarak, bir öngörü teknolojisi. İktisat teorisi gereğince, Yapay Zeka alanındaki gelişmeler öngörüyü daha ucuz bir hale getirdikçe, biz öngörüyü daha sık ve yaygın bir şekilde kullanacağız ve insan muhakemesi gibi öngörüyü tamamlayan faktörlerin değeri artacak. Peki tüm bunlar, strateji için ne anlama geliyor?
Burada, bu soruyu cevaplamak için kullanmakta olduğumuz bir düşünce deneyi var. Çoğu insan, Amazon’dan alışveriş yapmaya aşinadır. Online perakendecilerin çoğunda olduğu gibi, internet sitelerini ziyaret edersiniz, ürünleri araştırırsınız, onları ödemek üzere sepetinize yerleştirirsiniz ve daha sonra Amazon onları size kargolar. Şu anda Amazon’un iş modeli, önce alışveriş sonra kargolamadır.
Alışveriş yapanların çoğu, alışveriş yaparken, Amazon’un tavsiye motorunu fark etmiştir. Bu tavsiye motoru, Yapay Zeka’nın sizin almak isteyeceğinizi öngördüğü ürün önerilerini teklif eder. Şu anda, Amazon’un Yapay Zekası, teklif için milyonlarca ürünü hesaba katarak çok da fena olmayan bir iş yapıyor. Ancak mükemmelden çok uzaklar. Bizim örneğimizde, Yapay Zeka, almak istediklerimizi yüzde 5 oranında kesin olarak tahmin ediyor. Diğer bir deyişle, tavsiye edilen 20 üründen birini gerçekten satın alıyoruz. Hiç fena değil!
Şimdi düşünce deneyine geçelim. Amazon’un Yapay Zekasının, bizim hakkımızda daha çok bilgi topladığını düşünün: Internet sitelerindeki araştırma ve satın alma davranışlarımıza ek olarak, sosyal medyayı da içerecek şekilde çevrimiçi ve Whole Foods’taki satın alma davranışlarımızı içerecek çevrimdışı verileri de toplayacak. Sadece ne alacağımızı değil, mağazaya ne zaman gideceğimizi, hangi bölgede alışveriş yapacağımızı, nasıl ödeyeceğimizi ve daha fazlasını bilecek.
Yapay Zekanın bu verileri öngörülerini geliştirmek için kullandığını düşünün. Bu tarz bir gelişmeyi bir hoparlörün ses kadranını çevirmeye benzetebiliriz. Ama ses yerine Yapay Zekanın öngörü doğruluğunu yukarıya çeviriyorsunuz. Veri bilimcileri, mühendisler ve motor öğrenme uzmanları, öngörü motorunun doğruluğunu çevirmek için bıkmadan yorulmadan çalışmaya devam ettikçe Amazon’un stratejilerinde ne gibi değişiklikler olacak?
Bir noktada, kadranı çevirdikçe, Yapay Zekanın öngörü doğruluğu öyle bir eşiği geçiyor ki Amazon’un iş modelinde değişiklik yapması Amazon’un yararına oluyor. Öngörü o kadar yeterli bir şekilde doğru oluyor ki, Yapay Zekanın alacağınızı öngördüğü ürünleri daha siz sipariş etmeden kargolaması Amazon için daha kârlı bir hale geliyor. Amazon, almak isteyeceğinizi öngördüğü kutularca ürünü her hafta size gönderecek ve daha sonra siz kendi evinizin rahatlık ve uygunluğunda, teslim aldığınız kutulardan kalmasını istediğiniz ürünleri seçerek alışverişinizi yapacaksınız.
Bu yaklaşım Amazon’a iki fayda sağlıyor. İlk olarak, siz ürünleri başka bir yerden almadan ürünler uygun bir şekilde evinize geldiği için rakip perakendecilerden bu ürünleri satın alma olasılığınız daha da düşüyor. İkincisi, öngörüsel kargolama, satın almayı düşündüğünüz ancak etrafınızda bulamadığınız ürünleri satın almanız için sizi dürtüyor. İki durumda da Amazon’un cüzdanına yüksek bir pay girecek. Öngörü kadranını yeteri kadar çevirmek, Amazon’un “önce alışveriş sonra kargolama” olan iş modelini “önce kargolama sonra alışveriş” modeline dönüştürecek.
Elbette, alışveriş yapanlar istemedikleri ürünleri geri çevirmenin güçlüğüyle uğraşmak istemeyebilir. Bu yüzden, ürün geri dönüşleri için gerekli olacak, müşterinin istemediği ürünleri uygun bir şekilde toplayacak teslimat tipi bir kamyon filosu kurmak gibi altyapı işlerine yatırım yapılabilir.
Peki şayet bu daha iyi bir iş modeliyse, neden Amazon bunu çoktan gerçekleştirmedi? Belki de üzerinde çalışılıyor olabilir. Ancak bugün uygulansaydı, döndürülen ürünleri toplamanın ve dağıtmanın maliyeti, büyüyen cüzdan payından gelen gelir artışına ağır basabilirdi. Örneğin, bugün, bize gelen ürünlerin yüzde 95’ini geri gönderebilirdik. Bu bizim için rahatsızlık verici, Amazon için ise çok maliyetli. Öngörü seviyesi, Amazon’un yeni modelleri benimseyebileceği kadar iyi değil.
Bununla beraber, öngörü doğruluğu yeterince iyi olmadan önce bile Amazon’un yeni bir strateji benimsediği bir senaryo tahmin edilebiliyor çünkü şirket bir noktada bu durumun kârlı olacağı beklentisine sahip. Amazon’un Yapay Zekası, daha yakın zamanda başlayarak, daha fazla veriyi daha çabuk elde edecek ve bu verileri daha hızlı geliştirecek. Amazon, ne kadar yakın zamanda başlarsa, rakiplerin yetişmesinin o kadar zor olacağını fark etti. Daha iyi öngörüler daha çok müşteri çekecek, daha fazla müşteri Yapay Zekayı eğitebilmek için daha fazla veri üretecek, daha fazla veri daha iyi öngörülere sebep olacak ve bunlar gibi verimli döngüler üretecek. 

Buradaki anahtar içgörü, öngörü motoru kadranını çevirmenin strateji üzerinde önemli bir etkiye sahip olması. Bu örnekte, Amazon’un “önce alışveriş sonra kargolama” iş modelini “önce kargolama sonra alışveriş” olarak değiştirdi, kamyon filolarını içeren bir ürün geri döndürme servisi işleterek dikey olarak entegre olması için teşvik üretti ve artan dönüşlerden kaynaklanan ilk hamle avantajı, yatırımın zamanlamasını ivmelendirdi. Tüm bunlar, öngörü motorundaki tek bir kadran çevirme hareketinden dolayıydı.

Stratejistler, tüm bunların ışığında iki soru ile yüzleşti. İlk olarak, kendi alanlarında ve uygulamalarında, öngörü motorlarındaki kadranın ne kadar ve ne hızda döneceğini daha iyi anlamak için yatırım yapmalıydılar. İkinci olarak, kadranın dönmesi ile alan ekonomisindeki değişimler tarafından oluşturulacak strateji seçenekleri hakkında, Amazon için düşündüğümüz düşünce deneyine benzer bir tez geliştirerek, yatırım yapmalılar.


TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ (TKY)

TKY; Bir yönetim felsefesidir.  Kalite ; müşterinizin talep ettiğidir. Ø   Kalite, belirli bir mal ile hizmetin tüketicinin ...